Ana içeriğe atla

ARİSTO VE İKNA STRATEJİLERİ - ETHOS

Ünlü Yunan Filozofu Aristo insanları ikna etmek için üç yol tavsiye etmiştir. Bunların birincisi ETHOS kategorisi altında açıklanmıştır.

ETHOS üç ana bölüme ayrılır

İtibar: Bir insanın itibarı geçmişinde yaptığı eylemlere ve söylediği sözlere dayanır. Yani itibarınız sizin hakkınızda başkaları tarafından bilinen ve söylenenlere göre olumlu yada olumsuzdur. Bu sebeple siyasetçiler ve üst düzey yöneticiler için itibarlarının olumlu bir imaja sahip bulunması çok önemlidir. Yalnız burada dikkat etmeniz gereken algılanan itibar ve gerçek durum arasında büyük farklar olduğudur.Geçmişinde bir çok olumsuzluklar bulunan bir siyasetçi veya yönetici,profesyonel bir algı yönetimi çalışmasıyla olumlu bir itibar algısına sahip olabilir. Olumlu itibar algısının korunması da çok önemlidir. Üst düzey siyasetçi ve iş adamlarının itibarları hakkında negatif algıya yol açacak her türlü yayına en sert davaları açmaları da bu yüzdendir. Burada suçlama yapılan ve itibar algısını bozan olayın doğru olup olmaması değil,ilgili kişinin itibar algısına vereceği zararın önlenmesi büyük rol oynar. Olumlu bir itibara sahip kişiler kendi haklarındaki türlü başarı hikayesini medya ve kitaplar yoluyla yayarak itibarlarını bir ikna silahına çevirirler. İtibar algısı çok yüksek bir kişinin söyledikleri doğru olarak algılanır ve karşılarındakini ikna edebilme kapasiteleri çok yüksektir. Reklam şirketlerinin toplumda itibarlı kabul edilen meslek grupları veya kişileri sürekli mesajlarında kullanma sebebi de budur. Kısacası Aristoya göre insanları etkilemek istiyorsanız ilk yapmanız gereken yıllar içinde son derece dikkatli bir çalışma yaparak hakkınızda olumlu bir itibar algısı yaratmak ve var olan algınızı ne pahasına olursa olsun korumaktır.

Karakter : Karakter algısı itibardan biraz farklıdır. Buna göre siz günahları ve sevaplarıyla yaşayan "gerçek" bir insan olarak tasvir edilirsiniz. İnsanlarla aynı sorun ve sıkıntılara sahip ve geçmişinde herkes gibi belli hatalar yapmış bir kişi algısı yaratılır. Geçmişinde bir takım kapatamadığı olumsuz özellikler olan ve bu sebeple doğru bir itibar algısı yaratamayan insanlar "karakterli" olarak sunulur. Mesela geçmişindeki bir takım hatalar yüzünden hapse girip çıkmış bir insan siyasete girdiğinde onun üzerinde "itibarlı bir insan" algısı değil "herkes gibi belli hatalar yapmış ama karakterli,içinizden biri" algısı üretilir. Normal mantıkla düşündüğünüz zaman belli pozisyonlara gelmesi imkansız olan insanların "karakterli" algısı kullanılarak o pozisyonlara getirilebilmesinin arka planı budur.

Güvenilirlik : Güvenilir olma algısı esas olarak "tecrübe" ve "kendine güven" algılarına dayandırılır. Öncelikle insanların size inanmasını istiyorsanız sizin de kendinize inanmanız ve karşınızdakilere "büyük bir öz güven" imajı vermeniz gereklidir. Böylece yaptığınız ve söylediğiniz şeylerdeki ikna etme oranınız artar. İkinci önemli nokta,karşınızdakileri ikna etmek istediğiniz konuda "uzman" olduğunuz algısını yaratmanızdır. Öyle bir kendinize güvenle konuşacaksınız ve yazacaksınız ki karşı taraf bu güveninizden ve kendinizi sunma biçiminizden sizin görüşleri tartışılmaz bir "uzman" olduğunuzu algılayacak.Tabi burada kendinizi sunma şekliniz çok önemlidir. Karşı tarafa kendinize güvendiğiniz duygusunu verebilmek için beden dilinizi çok etkin kullanmanız gerekmekte. Kötü ve güvensiz bir beden dili aracılığıyla anlattığınız bir konuda gerçekten ne kadar uzman olursanız olun karşı tarafı fikirlerinize inandırmanız çok zordur. Bu sebeple tüm profesyonellerin ama özellikle üst düzey yönetici ve siyasetçilerin çok kapsamlı bir beden dili ve kişisel imaj eğitiminde geçmesi şarttır. Çünkü siz kendi alanınızda ne kadar bilgili olursanız olun mesele bu bilgiyi sunma biçiminizdir. Şimdilik kısaca bu kadar. Sonraki yazımda Aristonun ileri sürdüğü bir diğer ikna kategorisine değineceğim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

PSİKOLOJİK BASKI TEKNİKLERİ

PSİKOLOJİK BASKI TEKNİKLERİ Sevgili dostum, Bugün üzerinde uygulanıyor olabilecek yada gelecekte karşı karşıya kalabileceğin bazı psikolojik baskı tekniklerinden örnekler vermek istiyorum. Her zaman dediğim gibi seni ancak bilmediğin yumruklar devirebilir ama geldiğini gördüğün her tür saldırıya karşı önlem alabilirsin. 1 ) Öncelikle üzerinde psikolojik olarak baskı kurmaya çalışan insanlardan acıma falan bekleme. Yaptıklarında da bir mantık filan arama. Neden benim üzerime geliyorlar gibi saçma sorular seni sadece daha zayıflatır. Bu tür şeytanlar başka insanların acılarından beslenir. Sen ne kadar acı ve sıkıntı çekersen o oranda zevk alırlar. Öncelikle böyle bir saldırıyı mantığınla çözmek için zaman kaybetme. Zaten sen baskı görmen için bir sebep aradıkça kendi kendini de suçlamaya başlarsın, bu da tam saldırgan manyağın istediği şeydir. Çünkü kendini suçladıkça acın daha da artar ve acın arttıkça o pisliklere daha fazla zevk verirsin. 2) Sana saldıranlar genelde sosyop

BAZI ERKEKLER GÜÇLÜ KADINLARDAN NEDEN HOŞLANIR ?

BAZI ERKEKLER GÜÇLÜ KADINLARDAN NEDEN HOŞLANIR ? Selamlar dostlar, Tabi şimdi bu durumun altında da gene psikolojik sebepler var. Ailenizin algı yönetimi uzmanı olarak bu konuyu irdeleyelim efendim. Olgunluk ve Bağımsızlık: Güçlü kadınlar genellikle kendi ayakları üzerinde durabilen, bağımsız ve olgun bireyler olarak görülürler. Bu tür bir olgunluk ve bağımsızlık, birçok erkeği etkileyebilir, çünkü bu, bir ilişkide karşılıklı saygı ve eşitlik anlamına gelir. Geleneksel kadın rolünde çocuksuluk ve erkeğe bağımlı olma yüklendiği için bir çok erkek bu rolden rahatsızlık duyabilir. Güçlü kadın erkeğin bu ihtiyacını görebilir. Dengeli İlişkiler: Güçlü bir kadın, ilişkide dengeli bir ortaklık kurma eğilimindedir. Bu, ilişkinin her iki tarafının da eşit sorumluluk taşıdığı, bir tarafın diğerine bağımlı olmadığı bir ilişki anlamına gelir. Bazı insanlar kendi avantajlarına bile olsa dengesiz denklemlerden rahatsız olurlar bu sebeple böyle bir erkek gerçekten dengeli bir ilişki kurabileceği kadı

KARANLIK TARAFINI YÖNETMEK : CARL JUNG'DAN BAŞARI İÇİN 5 ADIM

KARANLIK TARAFINI YÖNETMEK : CARL JUNG'DAN BAŞARI İÇİN 5 ADIM  Sevgili dostlar, Bugün size psikoloji allamesi ve ulema-i-ekber Carl Jung hazretlerinin gölge kavramından bahsedeceğim. Ailenizin algı yönetimi uzmanı olarak amacım içinizdeki kötü çocuğu ve "senden adam olmaz" dedikleri zaman bahsedilen "adam olmayacak" kısmınızı nasıl güzel işlere ve başarının kırmızı halılı ve altın varaklı yollarına yöneltirsiniz konusundan bahsedeceğim. Carl Jung efendi bakalım neleri tavsiye etmiş. Adım 1 : GÖLGEN İLE YÜZLEŞ Carl Jung hazretlerinin "gölge" kavramı, kişinin bilinç dışında bıraktığı ve kabul etmekte acayip zorlandığı kişilik özelliklerini ifade eder. Örneğin, belki de eleştirel veya yargılayıcı bir yanınız var ve bu genellikle stresli durumlarda belirginleşiyor. Yani stresli durumlarda başlıyorsunuz millete laf sokmaya, arkasından eleştirmeye veya kendiniz dışında herkesi aptal ilan etmeye. Ama normal zamanlarda pamuk gibi ponçik gibisiniz. İşte bu seni